Siyah ve Beyaz:
Siyah ve beyaz diyeceklermiş onlara bundan sonra, siyah ve beyaz ,yalın ve yavandı bu sözücükler.Ne demek istiyorlardı bununla? Neden bir şeyle hitap etmek zorundaydılar hem daha tanımıyorlardı onları-illa bir isim vereceklerse-..Bu ne saygısızlıktı.Aslında yaptıkları daha büyük bir saygısızlık vardı bu hiçbirşeydi onun yanında ‘Siyah-Beyaz’……
Başkaları için yapılmışlardı.Birilerinin hayatını kolaylaştırmak adına şekillendirilmişlerdi.Çünkü diğer halleriyle o birileri mutlu olmayacaktı.Nereden biliyorlardı renklerinin o olduğunu hem.Çıt hep en yüksekteydi ve üzerine akıttıkları bu renkten hiç mi hiç hazzetmezdi.Buck alttaydı, o da üzerindeki renkten hep korkmuştu.Siyahmış demek adı diye düşündü,siyah,.Ne olacak şimdi diye düşündüler ikisi birbirlerinin son hallerine hüzünlü bir bakış fırlatarak, neyse ki birileri hep yan yana tercih ediyorlardı onları aksi durum daha da yaralayıcı olurdu.İçlerindeki acıdan ne kadar fazla olurdu bilinmez ama fazla olurdu işte.Bu acıyı birbirlerinin yokluğunun hayalinde bile duyacaklarını birileri söyleseydi bundan birkaç ay önce, dalga geçerlerdi sonra da kızarlardı.
Buck düşündü :kendimi değil Çıt’ı düşünüyorum, doğumunu dün gibi hatırlıyorum aileye nasıl katıldığını tüm ahalinin onu nasıl sevinçle karşıladığını,tomurcuk başarılarını …Peki ya şimdi, yazık ,çok yazık ,en azından ona bunu yapmasalardı.Ben alışığım ,tamam olsun benimde içim acıyor, ama ben alttaydım, ilk doğanım,belirli zamanlarda bizim oraya gelen bütün çocuklar ilk bana basarlardı yukarısı için, ancak ulaşamazlardı. O nedenle Çıt bunların hiçbirini görmedi.
Gerçekten görmemişti zorlanmayı,horlanmayı,üstüne basılmayı, erkekti Çıt adını kazanmıştı öylesine verilmemişti bu isim ona, tomurcuklarından gelen sesle kazanmıştı , ona sevmediği o kuşun açık renginin adını vermişlerdi –öyle sesleneceklerdi bundan sonrasında-Beyaz diyeceklerdi.Hayatla ilgili çektiği sıkıntı sadece bundan ibaretti. Adına beyaz dedikleri o kuşun gelip üzerine sıçması ,o da yağmurla akıp giderdi birkaç gün içinde .Buck öyle değildi belirli zamanlarda gelen o çocukların en kolay yetiştikleri daldı o, her seferinde ona o kalın yarıklı, adına siyah dedikleri renkle altı çamurlanmış şeyle basarlardı.Üzerinde tepinerek bir sonraki dala uzanmaya çalışan çocuklar çoğunlukla beceremeyip onun üstünü ayakkabılarının altında taşıdıkları mile bularlardı ve sonra kendilerini getiren o şeye binip geri giderlerdi.Onlar gittikten sonra nefes alması çok zor olurdu. Buck un nefes almak için her hamlesinde çıkarmış olduğu baloncuk patlaması sesi onun adı olmuştu –Buck-.Buck un nefes almaya çalıştığı her an damarlarına iğrenç siyah bir sıvı da karışmaktaydı.Bundandı Çıt gibi tomurcuklanamayışı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder