12 Kasım 2010 Cuma

İŞSİZİZM ;





  Bu kelimeyi bilmiyorum var mı böyle absürd bir kelime ama bana inanılmaz heyecan katıyor.Kendi kendime uydurdum (diye düşünüyorum) neyse zaten sıkıntı bu değil aslında bir sıkıntı var mı onu da bilemiyorum.

 Son sekiz aydır işsizim ve işsizizm inanışına sahibim.Olayı; param yok evde çoluk çocuk aç ekmek  bekler, boyutundan anlatmayacağım size zaten çoluk çocukta yok diğer boyutu yani ‘ pasta yesinler’ kıvamından   anlatacağım.Her sabah  soğuk havada kalın giysiler ince topuklarla nasıl taşınırı gösterme derdim yok artık.Binbir çeşit insanın fiyakalı ama hala ben uyuyorum uyandıranı yakarım tavrını görmek yanlışlıkla abla ve ağabeyleri tatlı rüyalarından edecek miyim endişesi taşımak yok.Servis beklerken yanınızdan lüks arabasıyla geçen tanımadığınız gıcır hatuna ‘özel şoförümü bekliyorum başka ne işim olabilir bu köşede’  havası basma derdi yok.Artık hergün ‘lüks bir arabam olsa’- da ile başlayan cümleler kurmakta yok, zaten trafikte yok.En uzun aldığım mesafe çocuğum olmadığı için çalışma(ma) odası olmuş olan küçük odam ile mutfağımın  arası .İşte işsizlik böyle bişey .Daha ne isterim yaradandan beni bu sıkıntılı iş yerine  varış hikayelerinden ve sonrasından  kurtardı sırf bu bile tapınmamı gerektirir.inanın bende aynen öyle yapıyorum işsizizm inanışının tanrısı RA-hat ma ‘ya hergün şükranlarımı sunuyorum.

 Kitap okumak, film izlemek günün istediğim saatini istediğim şekilde ve evin istediğim yerinde türlü pozisyonlarda geçirmek büyük keyif büyük lütuf .Size de tavsiye ederim.İşi bıraktığımdan beri tamamen sosyalleştiğimi de fark-ettim oturduğum site de komşularım benimle temasa geçmeye başladı.Havaların güzel olduğu günlerde balkonda yapılan çamaşır asma seanslarımız bizleri birbirimize daha da yakınlaştırdı.Önce kesmeler ardından bakış yakalama çabaları  ve günaydınlar seviyesi ile tamamlanan sosyalleşme sürecine henüz ayak uyduramasam da zamanla bende bunu yapabilir ve pre-intermediate seviyeye geçebilirm diye düşünüyorum;ama evet iş burada kopuyor ve benim aslında hiçbir inanış sistemine tam anlamıyla ayak uyduramayacağım anlaşılıyor.Neden mi?Şöyle ki tam zamanlı çalışınca başta bahsettiğim rutini yakalamak beni boğuyor ve günümüz tabiriyle robota bağlıyorum işi.Çalışmayınca da temassızlık söz konusu yeni aktarım olmadığı için ya da çok ağır olduğu için  bir süre sonra  eski bilgilerle devinip durduğunu farkediyorsun yani bi nevi o da rutinin dişisi olmuş oluyor.Çok çalışayım ancak insiyatif kullanabileyim.Bol bol kitap okuyayım 30 yaşımı aşıp entelektüel olayım ;bununla birlikte zimbio yu açıp Jennifer Garner ve kızı Violet bugün neler yapmışlar izleyip embesil tiki! olayım. Sanırım benim inanç sistemime göre bir yaşam tarzı şekli biçimi ya da en azında hiç sevmediğim gibimsi bile yok.

Böyle bir iş bulursanız lütfen benimle irtibata geçiniz?

İlginiz için teşekkür ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder